21 Ekim 2024 Pazartesi

Kuru İftiradan Suizan' ı Sakınalım

Sır ki. Sus pus. Bu da geçer, zahir. Baktın ardına kimler gelmiş kimler geçmiş. Bin türlü evreni, evirip çevirip aynı etmiş. Döndüm dediğin önünde duran cümlelerin düne dair.

Sus ki. Pus sır. Kendini bilmek e tabi. Ezberi kendiliğinden boz kendinden. Daha ne olsun aynası değilde ne dünya hali.

Ha yıkıldı yıkılacak vardığında ettiğinin inşası, ha yanıldı yanılacak bulduğunda aradığını sanması. Söz sus üstüne yutkunur, ya yaktı ya yakacak. Kaç yüzyıl bin beter bitevi, daha. Boyumuz hangi devirde devrilecek başımıza, misal alemi sonuçta.

Ayan, ak kara beyan kendiliğinde ve herşey olduğunu kabulde. Ne kanında, ne zannında. Gri gibi bilmek kendini başkasında. Basiret dile Mevla'na cümlemize duayla.

Tüm çağlar yoksun bu çağ noksan. Kavuşmak karıştırmak değil, hiç değil. İç içe birliğinde, beraberinde, sor içten hanene, barındırdığın sen değilsen kimdir. Farz et kavuşmak uzak, doğu edebiyatında. Bunu en çok kendi hakkına giren bilir. 

Pus ki. Susma sır sende Suizan. Benimle birlikte bağır şuan, çağır benden seni. Zannediyorum ben sana bence geldim. Kanaatim yanıldım evvelinden. Sanıyorum yakıldım evimden. Kurtul bence iftiralarından ki kurtar. Sen yıkılırken ben doğrulmadım, doğrulanmadı hiçte bile cümleler. Bencesi de yıkıldım, sencesi de yıkıldım. O kadar.

19 Ağustos 2024 Pazartesi

Ötekine İhtiyaç Ben İçin Gereçmiş. Göre Lazım İlhami

Yine çok doğru şeyler konuşmaya başlayacağım İlhami. Ta ki sen sana göresi doğrunun diğer adımını atana kadar.

Ben hep konuşursa, ötekine ihtiyaç sadece dinleyen olsun istendiğinden olur. Sadece dinleyenin istendiği yerde ağızdan çıkanı evvela kendi kulağı duymaz insanın. Şeytandan önce taşlanmaya başlar birlikte daim olacağın. Dilsiz şeytanın tanımını derinleştirmek lazım.

Denge için denklik gerekir diyen bu kapital düzeyde tüzel değil gerçeğini arayan kişileriz, hatırlanmasını dilerim. Burda da mı '-izm' deme İlhami. Hepimizin ruhuna dar gelen gömleğin markası aynı. Ooo! Halde, adım adım komün düzene. Atma işte şu sloganı. Cemil huzur içinde uyuyor Meriç kıyılarında. Hakikati uyandırma daha.

Savaştığım cümlelerim benliğimden önce değişti. Çoktan ölmüş yazarlar nur içinde yatarken ve yazan tasaları, henüz ölememiş yaşayanlarken. Burda, benim sandım ve okuduklarımı unuturken çok sayfa atladım. Ölüp kurtulanlar yardım etmedi. Ötekilerinin lazımlığı ilerleyen sayfalarda kaldı. Ben dünün bugünün ve geleceğin kördüğümünde kedi gibi oyalandım ve dolandım. Merakla. Heyecanla. Hevesle. Dokuz canım varmışcasına. Tek canıma zulme vardım.

O kadar anlattım ki İlhami. Sadece kendi sesimi duyduğum sohbetlerde sağır kalmamak için sustum. Sustuğuma dönüştü Sedam. Korktum. Yamacımdakilerden önce dönüştüğümün henüz kıblesi ilan edilmedi. Bu yüzden yaptıklarıma baktıkça dediklerim çiğ, yakınlarım yaklaştıkça ben bana yabancı kaldım, mihraba varamadım. 

Herşey doğru, hepsi eksik. Bir gün çarem çığlık olursa yedi saniyeye sığdırmak isterim lafımı. Herşey doğru üç saniye. Hepsi eksik dört. Çarem onbir saniye sürerse diyecek başka lafım yok. 

Göre lazım İlhami. Otuzunu geçince ötekinin göresini arıyor bence bu kadın artık. Bireyselliğine göre kitlesellik lazım dengede kalmaya. Yoksa göğsünde bir yumru boğaza varan. Bireyde kitle meselesi haliyle.

Ötekine göre lazım yaşamak, inatla değil ahenkle. Ötekine göre lazım konuşmak, sakınmadan saçılarak. Ötekine göre lazım bulmak gayesini ömrün, bulanmadan. Ötekiyle el ele, lazım buna cesaret.

Ötekine ve lazımlığa yeniden anlam gerekli! Benden de ötekinden de bıkmışken dünyalık savaşları ve tabi şahsi buhranlar.Göre lazım İlhami. Ötekine ihtiyaç ben için gereç.

6 Haziran 2024 Perşembe

Tövbe Dediğim Hayır Duası Mısın İlhami?

Hayrı istemek peygamber duası diyorlar İlhami. Sabrın, şerrin sonununda gelen hayra yetecek mi ki hayrın şer vesilesini istiyorsun diye ekliyorlar. Nasibini iste illa diyorlar, içinde nasipsizlerin de olduğu zatı şahaneler ve henüz peygamberliğini ilan edememiş zatı muhteremler. Nasibini illede aramak sanki nasipsizlik meselesi değilmiş gibi. Tabi şimdi sana bunu anlatmayacağım. Aslında daha da sana birşey anlatmam diyordum kendi kendime. Körün gözü açılınca önce bastonunu atar diyen atalarımla karmik bağlarımı çözüp anlaşmaya varmışken. Huylu huyundan vazgeçmiyor söylenişlerine hak vererek devam ediyorum.

İçimde seni böylesine çağırırken ve yer yer ilan ederken ilhamiliğini, aksi gibi tüm hayır dualarına tövbe derken buluyorum kendimi. Bu kadar aksi seda olamaz içim dışım diyorken yine konunun yansıma olduğunu duyuruyor bana sesimin yankısı. Tövbe. Siz tövbeyken duanızın hayrı benim için nasip mi şer mi? Bunu mübareklerden birine danışmadan şu sıralar gözüme mendebur olan sana anlatmam. Biraz daha dravmadan nasibimi almalıyım belki de. Zaten pek mübarek de tanımam.

Bana diyorlar ki darısı başına. Seni sana düşüren başına gelenler müstakbel mi olur allasen diye-miyorum. Tövbe. Bazen yaşadıklarının ne olduğunu göremeyenler ya da göz göre göre 'yine de' kabullenmeleriyle, hayır duası duyulan bence beddua olan sanki temennileri, kabul etmiyorum. Neden bunları derken Allah benden yana hissediyor, şeytanın kahkahalarını duyuyorum. Sadece blöf yapıyor. Sonuçta yaratılmışların üstünlüğü değil hadlerini bilmeleriyken mevzu. İçimde ki tanrılık vasfına sığınıyor, yıktığım putların taşlarını şeytana sallıyorum. Kafana taş mı geldi İlhami? Çekil oradan. Cemil değil çekil çekil! Hayırlısı mı buymuş? Hadi ordan. Yine de tövbe dediğim hayır duasında kalacaksan, ilan ediyorum müstakbel ilhamisizliğini. Ve kutluyorum uçurumumun kenarında yavaş ama emin adımlarla ilerleyişimi. Bundan sonsuzluğa ne mi kalacak? O sen olmayacaksın, evet artık alabilirsin bastonunu, tabii ki. 

4 Şubat 2024 Pazar

Duyuyor Musun İlhami?

Evvela içinden geçeni. Duyuyorum demenden Yaradan' a sığınırım. 

  Bile bile deniyor buna. Sonra sonra oluyor. Göstere göstere oluyor. Göz göre göre diye ekleniyor. Tüm bunlara bu yaşamda ve bu yaşayanlarla, egom rağmen diye konuşuyor. Duyuyorum İlhami. Olmaktan sakındığım o kadının haklılığına uydurduğu amaları, onu onayladığı kabuklu hatıraların sızısını, üstüne düşmediği üstünden yığıldığı yine de vardım dediği kanıları. Yolu sandığı, sarpa sardığı patinajları. Anlatışını, anlamlandırışında ki yoksunluğun farkında olmayışını. Çoktan vazgeçmişliğinde, boğazını sıkarak susturduğu, hayır öyle görmekse istediğiniz böyle duyun inadına sedalarını. Duyuyorum.

O kadına sebep diye yaratılmış olmandan Yaradan' a sığınıyorum.

  Çoktan kavuşulmuş olanın o hikayesinde paralel ve evrensel dertlerden alıp konuyu adına şimdi denilen, takip edilsin diye bulunan zamanda. Bu hikaye öyleyse, böyle kavuşulmasın sonu yazıyorum. Sanmak istiyorum ki duyuyorsun. Bu halde ne kadar İlhamisin sen. Sanmıyorum. O zaman ve tüm zamanlardan bağımsızsın. İlan ediyorum ve sana değer veriyorum. Sen buna sonsuzluğa dedikten sonra kelebeğin sonrasının olmadığını bilecek o adam olmalısın. Gelişini kestiremiyorum, çok kez gittiğine şahidim, tüm zamanlar için lafı kısa kesiyorum.

  Çünkü zaman, kendisini ve getirdiklerini anlamak için bu kadar zaman kaybedilmesini hoş karşılamadığını, geçip gidişinde götürdüklerini gösterecek kadar artık benimle. Mizaç olarak benzerliğinizde mevcut. Götürdüklerinin farkında olduğunda, getireceklerini koşulla parlatmayı seviyorsunuz ikinizde. Yine de kendine bu kadar güvenmeni istemem İlhami. Unutma, yazılmayınca anlamı olmayacak bir adamsın. Kalemin şahsiliğinden bağımsız. Şimdiki zamana rağmen tüm zamanlarda.

Ölümsüzlüğüme inanıyor olmamdan Yaradan' a sığınmalıyım.

 Ölmeden önce öldürdüğüm her şeyi bu satırlarda, adından önce anıyorum ve sana adıyorum. Bu seni korkutuyorsa o kadar da İlhami değilsin sen. Galiba artık anlamak için kendime izin veriyorum. Senin aksine şahit olduğumun, beni sürüklediği sukut halinde, sadece duyanın sen olduğu cümleler kuruyorum. Yine de beni herkesin anladığı yerden dinliyorsun. Şimdi sen söyle, İlhami herkes olabilir ama herkes İlhami olamaz derken sadece edebiyat mı yapıyorum? 

Yaradan' a sığınmadan verdiğin tüm cevaplar için, sen değil Yaradan yar ve yardımcım olsun diliyorum.



28 Ocak 2024 Pazar

Kahin Olmaya Gerek Yok

Patavatsız bir farkındalık bu, gayesi üzerine düşüyorum 

Yinede işaret ettiklerimin gözünü çıkarması,

Görmek istemediklerinin üzerinde ki ahı.

Olmuşluğunda gördüğüm yakışıksız hadsizlik,

Oluşumun şamatasına gölgeyse,

Güneşi doğuruyorum.

Hakk benden yana, biliyorum.

Hakk senden yana, bilmelisin.

İşte bu yüzden,

'Ne' yaptığına, 'nasıl' yaptığına, 'neden' yaptığına 

Sorulmadan cevabı sen vermelisin.

Heceleyerek anlatırsam, son kez

Yaptığınla, sana yapılacakları tasarlıyorsun.

Cevabın yoksa, böy-le yap-ma!

Derdi aks-i seda.

Son kez denilenler,

Son kez diyorum ikazına gerek duymaz.

Denilmek için denilir, son raddesinde.

Sona inanmıyorum. Hala sözcüklerim benimle.

Aks-i seda' da gördüğün ise nasibinde.

Hayrıyla ve pek tabi şerriyle. 

Serüveni son nefesine kadar devam edeceklerin,

Cesareti fanilikten değil, sonsuzlukta yeniden dirileceklerinden.

Yine de öğütten, banada sanada olmaz, bize olur 

'Ölmeden önce ölmeyi dene', olmuşluğundan. 

Her neyse geçti. 

Sözüne saygı duyduğunu göstermelisin yaşarken. 

Çoktan ölmüş derinden kurtulmak için, 

Tek yolun sürünmeye devam etmek değil.

Yinede yeniden dirilişin, duada

Duanın kabulünün, yaşattığına değil yaradılışına yakışır olması duamla.

İnsanın Laciverdi İnsana

Şanslıysan o kâğıdı önüne koyacaksın. Azmettiysen, kalemi kâğıda katacak, Yaşıyorsan, cümleler kuracaksın. Duyuyorsan, ağızdan çıkan sözün u...