Merhabalar
Herkes öyle suçlu aramaya meyilli ki her mecrada, kimse problemin sonucuna varmaya çalışmıyor. Suç diye nitelendirilen hatayı üzerlerinden atmak için bahaneleri ve sağlam adımları eşeliyor. Oysa bu problemi çözmeye yetmediği gibi bambaşka kaoslara meydan veriyor.
Koskoca yapılanmaların bahaneler ve suçlamalar üzerine kurulması ne acı. Bir başka acı veren noktası ise kılıfına uydurmak. Bazen o hale geliniyor ki olanı kılıfa uydurmak yerine, kılıfa göre oldurmaya çalışıyoruz. Bu bizi zekamızın ürünü bir takım kurumsallığa itiyor ve alkışlanan profesyonelliği getiriyor. Peki etik diye söylevler atmaya başlasam?
Altan aldığım onca şeyin gözlerinin içine bakıyorum. Çünkü hatalıyken kızaran yüzümle, sinirliyken kızaran yüzümün bilincindeyim. Belki de en çok bundan yoruluyorum. Nasıl biliyorsam yüzümün her kıvrımının ne anlama geldiğini, inanın sizinkini daha çok biliyorum. Çünkü rol yapmadan, rol yapmayı öğrenmeden önce, iyi oyuncunun ne olduğunu öğrendim. Sesinizdeki bıkmışlığı duya duya, iş bilmezliği göre göre ayırdına vardım hangi bedellerle geldiğinizi camdan şatolarınıza. Yani diyorum ki yüzüme yüzüme haykırdığınız kendinizce azarlamalarınızın altında vaktinde hangi hatalarınıza, yanılmalarınıza nasıl tepkiler verildiğini görüyorum. Komutlar vermenizin ardında sahiplerinizin adını okuyorum.- Pavlov!
Kılıfların ardına saklanmadığım için, üretemediğimi sandığınız bahaneler yüzünden hak sahibi oluyorsanız bağırmada, sesiniz kısılana kadar bağırabilirsiniz. İstediğiniz kadar yokuşa sürebilir, egonuza biat edecek cümleler sarf edebilirsiniz. Gözlerinizin içine bakmaya devam edeceğim hep. Her seferinde engin sabırla arınmış alttan alışımla, ne olmamam gerektiğini öğreneceğim sizden. Belki de böyle düşündüğüm için camdan şatom olmayacak hiç. Oysa kırılabilirliğinin bilincinden yoksun oluşunuzla, bu bilinci kırıcıya siz veriyor olacaksınız. İzlemede kalın.
Karşılaştıklarımın aksine öğrenmekten, bilmiyorum demekten korkmuyorum. Hatayı olası görmem zeval getirmiyor benim zümremde mükemmel olmaya. ilk defa bu kadar çok ben ve öteki diyorum. Bu beni rahatsız etsede isminizle seslenmediğimde dikkatinizi çekemediğimi fark ettim.
O öteki, bu öteki, şu öteki!
Ötekinin camdan şatosunun farkında mısın?
İyi çalışmalar
Dünyevi meşguliyetler de platonik umutlar, ütopik bir aşk da sıfatsız ölümler, anlamım diyen gayretkâr bir emek meselesi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İnsanın Laciverdi İnsana
Şanslıysan o kâğıdı önüne koyacaksın. Azmettiysen, kalemi kâğıda katacak, Yaşıyorsan, cümleler kuracaksın. Duyuyorsan, ağızdan çıkan sözün u...
-
Yine çok doğru şeyler konuşmaya başlayacağım İlhami. Ta ki sen sana göresi doğrunun diğer adımını atana kadar. Ben hep konuşursa, ötekine ih...
-
En ikna edici cümlelerimi arıyorum. İkna çarmıhına gerilmediğim sözcüklerle size laf anlatamam. Şimdi akıllıca düşünüyorum da, delice düşünm...
-
Günü saatlere bölmüştüm. Uyandım, çalıştım, öğündüm. Sonra, yıllara kızgınlığım, anlara ahım, mekanlara mesken tüm ruh hallerimin ötesinde s...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder