Hani içme suyuyla çimme suyunun arıtılmış kaidesinde,
Yani bir yangının orta yerinde nefes almamak gerekliliği ancak gereğinde.
Sen Suizan, şimdi sor.
Tanrına yaklaşmak için mi belledin düşmanlarını?
Yoksa sanrın, sen hariç her biriyle kavuşman olsun diye mi yaratılmıştı.
Şimdi söylersen, adın Sada olur, sustuğun yudum değil kuraklıktı.
Hiç, isteminde yaşadığının aslında yaşanmaması ısrarında, kaderin olacağı düşündürüldü mü sana?
Hani iradenin iradesizse irdelenmesi kaidesinde,
Yani bir okyanusun dibinde, nefes almamak gerekliliği ancak gereğinde.
Sen Suizan, şimdi sor.
Tanrına hakkım dediğin için mi ezberinde haksızlığa uğrayışların?
Yoksa neden, halden şekle girip kendiliğinden benliğinin hakkına girme sırasındasın.
Şimdi söylersen, işaretleyip seçmediğini, seçkin kitlen odur, şükründe arşı duyur.
Hiç, ederinden yaptığının aslında yapmaman talibinde olunuşunda istekler sıralandı mı sana?
Hani ipin iple ilmek, ipin ipten sökülmek kaidesinde,
Yani bir dağın zirvesinde, derinden nefesin gereği ancak gerçeğinde.
Sen Suizan, şimdi sor.
Tanrına şahitsin derken mi hakikatinin elini sıktın?
Yoksa egom, mu dedin varsa egonu kimden öğrendin.
Şimdi söylersen, hakikaten ziyan, yeniden haklısın.
Hiç, haddin bayır aşağısında aslında haddi için tepeler tepeler üstüne inşaya kum taşıttılar mı sana?
Hani el elden üstün, el elin eşeği kaidesinde,
Yani bir kâğıttan kulede, derinden nefesin gereği ancak gerçeğinde.
Sen Suizan, şimdi sor.
Tanrına haddini göstersin diye mi diktiğini aşmak niyetin?
Yoksa hükmünde, alaşağı ulaşmak olamazdı emelin.
Şimdi söylersen, kadarımla duayım, kabul edilmeni umarım.