28 Ocak 2025 Salı

Zamanın Göreceliliği ve Diğerine Göreliğim

Tanısı teşhisi nevi şahsına münhasırlık. Tabiri umarım caizdir.          

Herhangi bir zamanda herhangi birinde ben Selen. Zorbalıkları ve saklambaç oynamayı çocukluğumdan beri sevmem. Haydi selen enselen akran zorbalarının, yetişkinliğinde en çok saklambaç oynadığı yine ben. İstendiğinde selenlerden en Selen‘in ben olduğumun mecazını da mürselini de ısrarımla yaşayacağım. Ancak zamanın göreceliliğinde ve diğerine göreliğimde, takvimleri yeniden yapmalı, iyi saatte olmuşluğunuzda saatimi ayarlamalıyım.

Kaybolduğumun yedinci dakikasında, bakkalın önüne attığı tabureye zulümde Hidayet Bey Abi, o sıra sevdiği kıza mesaj atıyordu. Hemde attıkça atıyordu, sevmek zorbalamaktan geçiyordu ya da geçtikçe zorbalık kalıyordu. Nerdesin, napıyorsun. Neden hemen cevap verilmiyor mesajlarıma, tamam kızım anladım ben seni, belli sen bana benim sana yandığım kadar yanmıyorsun…

Kaybolduğumun on yedinci dakikasına denkte, Nihayet Hanım Teyze akşama hazır edeceği ekmekte, elinin hamurunun bir türlü kıvama gelmemesine hışımda tuttuğu kulağını ve cıvık hamurunu bırakamaz halde Nedamet Bey Amca’yla bağrışıyordu. Nedamet ah boyun devrilesice, kalk çöpü at. Nedim be kadın, evvela ah etme, kaç kere diyeceğim ben artık Nedim, bana artık Nedim de diye. Nedim posun devrilesice, kalk da Nedamet’ i çöpe at…

Kaybolduğumun yirmi dördüncü dakikası, öğle namazı vakti eşitinde ki Lalezar Buhalıcıkızı Hanım, yetmemiş ki telefondan dahi damarına basan danışanına derin nefes almasını, vermesini,  tüm bunların önemini kendine ihtiyaçtan ona gerek gibi anlatmaya çalışıyordu. Bakın evet burnunuzdan yavaş yavaş alacaksınız vereceksiniz, karnınız şişecek inecek, göğsünüz değil. Şimdi gösterdiğim gibi, son kez burnumuzdan soluyoruz…

Kaybolduğumun otuz birinci dakikasında, mahalleliyi aralarında konuşurken duydum. Hidayet Abi beni parkta gördüğünü anlatıyordu. Selen ya evet mahallenin çocuklarıyla, sırasıyla tahterevallide sanıyorum yükseliyor, galiba alçalıyordu. Yani valla emin değilim ama en son Nihayet Hanım Abla’nın kızının malumunda, azıcana topluluğunda, defasında benim oğlanı pataklamıştı maharetinden, cüssesinde ki cüretinden tahterevallide aşağıda, kaldırdıkça kaldırıyor, topuklarıyla toprağı eşeledikçe eşeliyordu. Selen, sıska yavrucak ayakları yerden kesilmiş öyle tahterevalli tepesinde sallanıyor…

Hidayet dünürüm, yanlışın var yalanın olmasın diyerek araya girdi Nihayet Hanım Teyze. Kırk bir kilo çerez paket ettiydik daha geçen, belimiz koptu senle çürük taburelerinde, ciğerimiz söndü bakkalının rutubetinde, yinede maşallah kızın kına gecesine. Malum eşimiz çer çöp olsada dostumuz epeydi, daha da yetiştirmek gerekti dahasına, onca işin aralığında kalabalığımın arasında, amma gördüm Selen’ i. Kesin kına yakmak için sıraya girmişti, bizim kızın ya yanında ya ardına…

Ömrün tükendi de şu sivri dilin körelmedi ah kadın homurtusu kesiverdi uzadıkça uzayan lafı, bastonuna yapışan torununu silkeledi Nedim Bey Amca. Nedamet ihtiyarının itibara ihbarına giderken karakola, daha dün gördüm bakkalın oralarda, tabure tepesinde tepinen Selen’ di. Sonraki oraletler Nedamet Bey Amca’dan diye cıyakladığı gibi yapıştırdı çakını bizim zıplayan kıza, vay anasına ki kızıma, baba baba çikolata çikolata diye nasıl dadandı bana. Hidayet’in veledi, hadi hadi bey amca gideceğiz daha parka oyuna diyerekten, piç kurusu hele göz göre göre tekmeyi de yapıştırdı nah şurama, sızısı hala aklımda bakın mordur hala…

Kaybolduğum yedinci dakikasının henüz yedinci saniyesindeyken boş bulunup boşuna aramayın diye ses vermeye yeltendim. Sela başladı. On yedinci dakikanın tam on yedinci saniyesinde kendimi gürültünün içinde öğle namazına müteakiben hidayete bürünür buldum. Yirmi dördünce dakikanın yirmi dördüncü saniyesi takibinde derin bir nefesle, nihayete eremez bu kıyım fikrine varıp göğsümü şişire durdum. Otuz birinci dakikanın otuz birinci saniyesinde nedametim oldum. Öyle dedi Lalezar Hanım.

Tüm anlamlardan ziyade sıfatlar suretleri aşmıştı. Aşmamış mı? Her kıyımda katilin muhakkakı, olay mahaline gelmek değil mi Lalezar Hanım siz söyleyin. Hayır, evet öğle tabi, ancak ben değilim şaşırmış. Şaşırmadınız mı? Her kaybedilenin sorumlusu, kaybettiği yeri tavafta ve zamanda işarette.  Bilinene şahit tutulanlar ziyanda, fısıltısı dahi sağır etmiş insanı. Duymuyor musunuz? Ararken değil aranırken kayboldum kabul. Döne dolaşa kaybolduğum yerdeyim, aradığım bu değil kendime enselendim. Takvimlerden görece haberdar, göreli muzdaribim. Tanısı teşhisi nevi şahsına münhasırlık diyorum. Tabiri benim için caizdir. Ne diyorsunuz göz göre göre, sizi göremiyorum.



İnsanın Laciverdi İnsana

Şanslıysan o kâğıdı önüne koyacaksın. Azmettiysen, kalemi kâğıda katacak, Yaşıyorsan, cümleler kuracaksın. Duyuyorsan, ağızdan çıkan sözün u...