27 Haziran 2019 Perşembe

Çileden Çıkıyorum İlhami. Sende Gelsene

Emek kişinin kendinden vermesi miydi? Vermeseydi. Daha da verseydi. Olurdu olmazdı. O. Gelirdi, gelmezdi. Gelmezdi. Beklenilen hiçbir şey gelmezdi. Gelseydi, beklendiği gibi olmazdı. Beklenti. Bilindik biri. Öyle çok şey bilinmemeli. Baştan başlıyorum. Toz bulutu iken zihnim, esen rüzgarın şiddetinde dans etmeyi öğrendim. Şarkı çalmıyordu.

Biliyor musun İlhami, üflediğim hindibalara karşı çok mahcubum ve sana karşı acımasız. Dünya acımasız. Hindibalar mahcup. Sen dünyam değilsin. Sen acımasız mısın? Yanılıyorum. Göz göze gelsek, doğmak için doğmaz güneş. Gecelerim hep uzundur, boyum geceleri uzamaz. 21 Aralıkta terk edilmişim gibi İlhami. Anlıyor musun? Tüm göreceliliğiyle çok zaman geçti aslında. Albert öldü. Ben bir çok kez doğdum. Ölümlerden ölüm beğenseydim, azraili ikna edebilir miydim bilmiyorum. İkna ettiğimde anlarsın umarım İlhami.

Bazen takılmam İlhami. Konuşurken, yazarken, düşünürken. İlhami çoğu zaman takılırım. Bir kekemelik alır düşüncelerimi. Sonra düşerim. Düşünce tam iki yüz tonluk düşüş olur bu. Semtimin kıyısı okyanusa açılsa, tüm düşmüşlüğümün mavisiyle balina olurum. Hem belki o zaman kalbim bu kadar ağırda gelmez. Neyse, hala ayaklarım varken amuda kalkmalıyım .

Bittiğinde, bitti demeye fırsatım olur mu bilmiyorum ama bitmiyor İlhami. Mümkünlerin yanımdan geçip giderken bıraktıkları olasılıkları hesaplamam bitmiyor. Sayarken parmaklarım yetmiyor. Obsesif bağlarla bağlanıyorum sanki yarına. Bugünüme ne yaptığımı bilmiyorum. Sanki poşet çiğniyorum, sakız diye iddia ediyorum. Kendime ısrarcıyım. Israrım gerçeği ısırıyor. Galiba güneş doğuyor. Sıvayamıyorum. Boynumu sıvazlıyorum ve dünyayı sırtladığım omuzlarımı. Çileden çıkmak mümkün gözüküyor, saymaya başlamak için ellerini uzat İlhami.

İnsanın Laciverdi İnsana

Şanslıysan o kâğıdı önüne koyacaksın. Azmettiysen, kalemi kâğıda katacak, Yaşıyorsan, cümleler kuracaksın. Duyuyorsan, ağızdan çıkan sözün u...