İnsan insanın mahcubiyetidir. Konuyu küresel bir çıkarıma ittirip, kitlesel bir tükenişten sesleniyorum. Kısılmış olsa da sesim, seda olmayı seçiyorum.
Önceden yorulurdum. Taş taşımasamda Firavun’u tanıyabildiğim için. Yorulsamda, çare kuyularımda illa olurdu sözüm. Nitekim bir bütündeydik cümlelerce. Hepimizin başına aynı şeyler gelebilir, bulduğumuz çareler farklılaştırır bizi sadece, ya ver elini ya tut elimi işte. Derdim önceden, çok öncesinden gelen platonik umuduma dayanırdı sesim, gayretkar emeğimin şerefine. Adım diye bildiğimin imtihanında yazılmış olmanıza sözüm yok haliyle.
Nihayetinde bi garipsin,
Yüzü parlar mı galibiyetin sahibinin
Savaştığınla savaşta olduğundan habersizsin.
Görmek için bakmadım. Duymak için dinlemedim. Düşünmek için düşünmedim. Çarelerimi aramanın tabiatımcasını tatbik için sizde çok yoruldum. “Siz.” Sizden sonrası sitem. Siz kimsiniz? Gerekçenizi beladan, mevlanızı gerçekten bilir misiniz? Bilmezsiniz. Şüphesiz bilseydiniz haşa dedikten sonra haşmetinizden ödünüz kopar, karşınızdakinin titremesini beklemezdiniz. Uzun lafın kısası, kaç vakitte kıbleyi arkanıza alıp hakka girdiniz? Durun ama! Uzun cümleleri kafanız karıştığı için sevmez, soruları itham etmek için dersiniz. Cevaba tahammül için en iyi ihtimalle denklik, müstahak bir aşağılık olmayı, lütüfta beklersiniz. İhtimal derken, birden çıkanın sıfır olmasının bire zeval etmediğini bilir, çarpıldığında çarpılmışa dönüp sabrı kimden dileneceğinizi bilirsiniz.
Şamatasında ıssızlığın
Vakti gelmişti çoktan susmanın
Lafı edene göre demenin adabında
Çıkan sözden değil ağız alışkanlığından korkarım.
Bana haddimi bildirdiğiniz için teşekkür ederim. Sesim yetmezse halim, halim görülmezse cümlelerim buldurur sandığım hakikatimde, hakikaten kendimi kaybettim. Birinin birine yettiğini de tükettiğini de savunurken, kendimi öfkemin arsızlığına sakladığımda, kim olduğumu boşverip kim olacağımdan titredim. Evvela bunun bir anlaşma olmadığında anlaşalım, bu anlaşmazlığın tek sebebi elbette siz değilsiniz. İletişim; kurulması yahut kurulamaması halinde, tabiatı ahvalinde senli benlidir. Bilmek, duymak, görmek istemediğini bildirdim, söyledim, gösterdim. Şüphesiz ki sorumsuzluğunun sorumlusu benim. Kendimden bildiğim seni, beni kendin gibi bilmenden korkacağına, imtina etmedim. Lakin tüm bunlar için hafızama istifra ettirmek isterdim. Biz olmanın cinsiyetsizliğinde, sinkafın şahsileştiği beyanıyla er meydanına it izi karışmış perişanlığında, köpek çektiğinizin kuduz olmamasını dilerim.
Sesini kıs cümleni boz, kurdunu
Sokağa salınca it dediğin parçalayacak
Kocadı da maskarası oldu şanın
İlahi adaletin ahında yankılanacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder